top of page

ÜLKE YANGIN YERİ

  • Yazarın fotoğrafı: Turhan Oral
    Turhan Oral
  • 3 Tem
  • 2 dakikada okunur

Yaklaşık 600 bin kamu işçisi toplu iş sözleşmesi görüşmelerini bekliyor. Sendikalar, Hükümetin ilk teklifini tartışmaya değer bulmadı. Sonra Hükümet dalga geçer gibi, ilk 6 ay için teklifi yüzde 16’dan 17’ye yükseltti. Sendikalar teklifi yine ciddiye almadı ve eylemlere başladılar.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran ayı enflasyonunu yüzde 1.37 olarak açıkladı. SSK ve Bağ-Kur emekli maaşı zam oranının yüzde 16.67, memurların zam oranının ise yüzde 15.57 olması bekleniyor. 

Hükümetin, kamu işçisine aynı oranda zam önermesi bunun ilk işaretiydi.

Sendikalar haklı olarak, adım adım greve gideceklerini duyurdular.

Zonguldak maden işçileri, Genel Maden İşçileri Sendikası öncülüğünde Madenci Anıtında toplandılar ve hükümeti uyardılar.

***

Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) yüzde 3.05 olarak açıkladığı Haziran enflasyonunu TÜİK’in 1.37 olarak açıklaması, “bu kadar da olmaz” dedirtti.

Milyonlarca emekli ve memur öfkeli bir bekleyiş içinde.

Emeklilerin büyük bir bölümü de Hükümetin en düşük emekli maaşına yapacağı ilave ücret kararını bekliyor. Çünkü zamma rağmen onların taban aylığı, aldıkları maaşa ulaşmayacak.

Çalışanların büyük bir bölümü asgari ücretle çalışıyor ve onlar da haklı olarak, en azından yılın ilk altı ayında TÜİK enflasyonu ile kendilerinden alınanı geri istiyorlar.

***

İşsizler iş beklerken fabrikalar işçi çıkartıyor. Ödeme güçlüğü içine düşen ve konkordato isteyen şirketlerin sayısı hızla artıyor. Orta boy şirketlere büyükleri de ekleniyor.

Toplumun büyük bir kesimi açlık sınırı altında yaşıyor ve sadece mutfak masraflarını karşılayabilmenin yollarını arıyor.

Kredi kartlarında takip sayısı artıyor. Sadece şirketler değil, normal vatandaşlar da kredilerini ödeyemiyor.

Hükümet ve şirketler dışarıdan kredi bulamıyor. Bulanlar ise yüksek faizler ödüyor.

Doğal olarak azalan üretimden ve artan üretim maliyetlerinden kaynaklı enflasyon da artmaya devam ediyor.

Yandaş basının gücü de artık bu gerçekleri saklamaya yetmiyor.

***

İktidarın, bu şartlarda ülkeyi yönetebilmesinin tek yolu muhalefeti susturmaktan geçiyor. Muhalefet üzerinden toplumu sindirmekten başka yol kalmıyor.

Cezaevleri dolu. Siyasetçiler için yer açmak gerekiyor. Dışarıya bırakılan katiller ve sapıklar ise üç-beş gün sonra yeniden suç işliyor ve cezaevine geriye dönüyor.

O zaman mümkünse evleri cezaevine çevirmek ya da ülkeyi açık cezaevine dönüştürmek gerekiyor.

Şimdi yapılan tam da budur.

Muhalif kimlik olarak öne çıkmış, toplumun büyük kesiminin tanıdığı; siyasetçi, işadamı, gazeteci, sanatçı gibi insanları sabaha karşı gözaltına almak, bu işi yaparken mahalleyi ayağa kaldırmak, görüntü kaydı alıp bunu yandaş basın ve sosyal medya trolleri ile topluma duyurmak bu işin bir parçası oldu.

***

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yakın çalışma arkadaşlarının tutuklanmasına, gösterilen tepkilerin Türkiye geneline, hatta yurt dışına yayılması iktidarın bütün planlarını bozdu.

Şimdi anketlerde sadece Ekrem İmamoğlu’nun değil, muhalefette adı öne çıkan tüm aday adaylarının seçimi kazanacağı görülünce yeni senaryolar yazıldığı anlaşılıyor.

Bir yandan, oyları yükselen CHP’nin içinde zayıf halkalar aranırken, diğer yandan olası ittifak partilerine kumpaslar kuruluyor.

***

CHP’yi hedef gösterebilmek için İzmir de bir seferde 150 den fazla insanı gözaltına alacak kadar organize olan iktidarın, en az deprem kadar ülkemizin gerçeği olan yangınlara karşı en küçük bir önlem almadığını gördük.

Ekonomik gerçekler saklanamayacak kadar göz önünde.

Ülke her açıdan yangın yerine döndü, çünkü çapsızlık tüm kurumları etkisi altına aldı.

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
1
2
3
bottom of page